Yer;Okulun dışındaki karanlık orman.
Zaman;Güneşin batışı.
RP In...
Yavaş yavaş ormanda yürürken, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu Belinda.
Tam Güneş batarken davet edildiği yere gitmeyi seçmişti. Çaylaklar uykuya dalarken, o hiç kimseye haber vermeden okulun sınırlarını terketmişti.
Okulun etrafında, beyaz dumanlar halinde dolaşan güvenlik çemberine baktı. Okulun yanındaki donmuş göletin dibindeki yüzüktü. Gücünü de göletten alıyordu. Efsaneye göre o yüzük ilk Yüksek Rahibeye aitti. Öldürülmeden önce bütün gücünü o yüzüğe saklamıştı. Ve şimdi yüzük, okulu koruyordu.
Bunları düşünürken Karanlık ormanın ortasına gelmişti. Durdu ve etrafına bakındı.
Gölge gibi birşey hızlıca yanından geçti ve koluna bir çizik attı. Hızlı ve güçlü bir hamleydi. Kolu kanamaya başladı.
"Bizi kırmayıp davetimizi kabul ettiğin için teşekkürler, güzel Belinda."
Konuşanın kim olduğunu anlamak için etrafına bakındı. Ama hiç kimse yoktu. Gözleri karanlıkta gezinirken bir hareketlilik gördü. Bir gölge hızlıca yanından geçti.
"Kim var orada?" Sesinin titrememesi için çok çaba harcamıştı.
Birden gölgelerin arasında kızıl saçlı bir kız belirdi.
"Ah, lanet oslun. Konuya gir artık Blake!" Tiz sesi, insanın kulaklarını tırmalıyordu. Kız gölgeye dönüştü ve karanlıkta süzülmeye başladı.
Gölgeye dönüşebilen yaratıklar. Yoksa insanlar mı? Belinda'nın kafası karışmıştı.
"Sakin ol, Sharon," dedi bir erkek sesi, sakince. Bir gölge Belinda'ya yaklaştı. Diana hemen zihinsel ve fiziksel kalkanını açtı, ama hiçbir saldırı olmadı. Gölge şekillendi ve yapılı bir erkeğe dönüştü. Belinda, erkeğin yüzüne baktı. Yakışıklıydı. Yüz hatları gergindi ama yüz ifadesi çok rahattı.
Diana'ya o kadar yakın bir mesajede durdu ki Belinda geri çekilme ihtiyacı duydu.
"Merhaba, ben Blake." Elini Belinda'ya uzattı. Belinda kolundaki yaraya baktı ve Blake'in elini sıkmak yerine ona ters bir şekilde bakmakla yetindi.
"Ah," dedi Blake, yaraya bakarak. "Sharon'ın kusuruna bakma. O biraz... Sabırsızdır." Blake elini yaraya uzattı ama Diana hızlı bir hareketle geri çekildi.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye sordu düşmanca bir tavırla. Bahçede dolaşırken, 'Bu gece, karanlık ormana gel, Çaylaklarına zarar gelmesini istemiyorsan' diye bir ses duymuştu. Ve tabii ki korkmuştu. Çaylaklara bir şey olmaması için elinden gelen herşeyi yapardı.
"İstediğimiz şey mi? Çaylakların özel yetenekleri."
Son cümleyi söylerken Blake'in ses tonu öyle karanlıktı ki, Belinda irkildi.
"A-anlayamadım." O sırada gölgelerden biri daha şekillendi ve sarışın, güzel bir kıza dönüştü.
"Biz çaylaklarının özel yeteneklerine sahip olmak istiyoruz." Kız tekrar gölgeye dönüştü.
"Biz yetenek emiyoruz," diye açıkladı Blake. "Tanrılarımız için, senin Çaylaklarından birkaç tanesinin yeteneğini emip, kurban edeceğiz."
Donup kalmıştı Belinda. Boğazında birşey düğümlendi. Resmen Çaylaklarını kendi elleriyle ölüme teslim etmesi isteniyordu. Hiç tereddüt etmeden cevabını verdi.
"Asla."
Blake kafasını iki yana salladı.
"İyi düşün Belinda. Aslında güvenlik çemberini aşabilsek..."
Diana olabilecekleri zihninde canlandırınca ürperdi.
Blake Diana'ya doğru eğildi. Yüzüne o kadar yakın duruyordu ki... Diana, kendisine bu kadar yaklaşmasından hoşlanmamıştı.
"Hoşuna gitmedi mi? O zaman, bir şekilde okula girip bir katliam yapmanın yolunu buluruz."
Diana'nın korkusu ikiye katlandı. O an o kadar savunmasızdı ki. Bu tehdit yüzünden şoka girmişti.
Korku vücuduna hücum edince bütün kalkanlarını açtı ve birden koşmaya başladı. Gölgeler çok kısa bir an şaşırdılar ve Diana'yı takip etmeye başladılar.
Birsürü gölge onu takip ederken güvenlik çemberine koşuyordu. Topuklu çizmeleri yüzünden taşa takılınca sendeledi ve güvenlik çemberinin sınırına yakın bir yerde düştü. Kendi güvenlik çemberinin içine zor attı.
Gölgeler çembere çarpınca dağıldılar.
"İyi düşün Diana!" diye bağırdı Blake. "Emin ol bir yolunu buluruz."
Diana hala şoktaydı. Donmuş gölete koştu. İçerideki yüzüğün küçük ışığına baktı.
Sonra birşey gözüne çarptı.
Yüzüğün ışığı azalmıştı.
"Yoksa..."
Yüzyıllardır okulu koruyan çembere güveni sonsuzdu.
O ana kadar.
Yüzük gücünü kaybediyordu. "Lanet olsun!"
Hemen cep telefonuna uzandı ve yardım istemek için Yüksek Rahibe Nemesis'i aradı...