Sandra

*___Sandra___*Kan.....Kan.....Kan.....
Aklındaki tek düşünce buydu.Çünkü onu bu düştüğü durumdan sadece kan kurtarabilirdi.En yakın arkadaşının ona yaptığı bu kötü oyundan bedeni belki sağlam çıkmıştı ama ruhu çok derin yaralar almıştı.
Ah Scout ah......
Ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı.Onu çok sevdiğini onun için öleceğini söylerken nasıl onu en yakın arkadaşıyla aldatabilmişti.Sandra bir vampir olabilirdi ama vampir olması onun kalbinin olmayacağı anlamına gelmiyordu.Aksine Sandra ve diğer vampirler daha kırılgan olabiliyorlardı.Hatta ruhları sevdikleri uğruna parçalanabiliyordu,paramparça olabiliyordu.

Sandra'nın ruhu henüz parçalanmamıştı ama parçalanmakla yüz yüze gelmişti.

Scout'u çok seviyordu.Her ne kadar başkasıyla damgalı olsada kan şehvetine yenik düşmemeiş ve damgalı olduğu Sam ile herhangi bir cinsel temasta bulunmamıştı.Çünkü Scout onun için herşeyden önemliydi ve onu asla gerekçesi ne olursa olsun aldatmayacaktı,aldatamazdı.

Ama Scout bunu ona yapmıştı.Bunun affedilecekbir yanı yoktu.Şimdi Sandra'nın içindeki o büyülü aşk yerini koca bir nefrete dönüşmüştü.Scout'un hayatı artık Sandra'nın elindeydi.Çünkü Sandra nefretine yenik düşüp insan olan Scout'u bir gece uykusunda bir çırpıda öldürebilirdi bunu yapabilecek gücü fazlasıyla vardı nede olda bir vampirdi.

İyiliği ve Aydınlık'ı seçmiş olmasaydı bunu bir saniye bile düşünmeden yapabilirdi.Belkide yapardı buna cesareti vardı kendine yediremiyordu evet evet yapcaktı Scout'u öldürcekti ancak böyle eskisi gibi mutlu olabilirdi.Sandra kendisinin yok sayılmasına dayanamazdı eskidende öyleydi -vampir olmadan önce-.Bedeli ne olursa olsun yapacakti karar vermişti bir kere geri dönüş yoktu Sandra için....

Önce sakin kafayla nasıl bir plan yapacağını düşünmek için onu en çok anlayan bulutlara gökyüzüne gidecekti.Kötü günlerinde,kendisini kötü hissettiği anlarda onu bir anne şefkatiyle sarmalayan bulutlarına gidecekti.Gözlerini kapattı ve içinden ''Sevgili bulutlar ben hiç iyi değilim size çok ihtiyacım var beni yanınıza alın lütfen.'' diye yalvardı ve gözlerini açtığında onlarla birlikteydi bulutlarının yanında bir için kalbindeki nefret yok olmuştu yerini sevgi ve özgürlüğe bırakmıştı.Ne Scout nede başkası burada, onun evinde kimse canını sıkamazdı burası Sandra'nın yuvasıydı.Bulutlar ise ailesi onu korurlardı.


Acaba nasıl bir ceza alacaktı.Bir insan öldürmek kim olursa olsun ne yapmışsa yapsın başlıbaşına büyük bir suçtu ama eğer işin içinde nefret ve kin varsa bunun hiç önemi yoktu.Tıpkı Sandra'ya olduğu gibi.Evet yarın gece şehir merkezinin 30 mil ötesindeki gölün kenarındaki Scout'un evine gidecekti ve onu oracıkta öldürecekti.Onun o tatlı yüzüne bakmadan yapabilecekmiydi bunu bilmiyordu emin değildi bundan.O geceye kadar bulutlarıyla birlikteydi gitmemişti eve ve saatlar gittikçe yaklaşıyordu.Güneş batmıştı artık onun için tüm tehlikeler ortadan kalkmıştı.Gidiyordu oraya.Bulutlarına tekrar rica etti ve yeryüzüne indi.Sandra bir saniyede oldukça hızlı yol alıyordu diğer bir yeteneğide oldukça hızlı olmasıydı.Dakikalar içinde eve ulaşmıştı.Yavaş yavaş kapıya yöneldi ama kapı açıktı bu iyiydi kapıyı açmak için uğraşmayacaktı ve ilerledi.İlerledikçe bu evde geçen anıları canlanıyordu.Scout'la bu evde oldukça fazla anıları vardı ama artık o anıların üzerinde siyah ve iğrenç bir leke duruyordu.İhanet!!!

İkinci kata çıkmak için merdivenlere yöneldi ve sessiz sessiz adımlarla ilerledi.Ve işte o oda ilk kez biriyle birlikte olduğu oda Scout'un odası.Yürüdü sessizce yürüdü.Yerde damla damla kan izleri vardı.Endişelenmeye başlamıştı Sandra.Yoksa ondan önce başkası mı Scout'u öldürmeye kalkışmış ve başarmışmıydı?Bunu anlamanın en iyi yolu odaya girmekti ve bunu yaptı odaya girdi.Pencere açıktı ve içeriye dışarıda esen soğuk ve ürpertici bi rüzgar giriyordu.Scout'un yatağına baktı.Kimse yoktu.Peki neredeydi ölmüş olsa burada olurdu ama yok demekki ölmemişti yaşıyordu.Odada dolanıp etrafına göz gezdirirken pencereden Scout girdi.Sandra gözlerine inanamadı.Bir kaplan gibi pencereye tırmanmıştı.Ah hayır demek Scout'ta bir vampirdi.Bunu neden söylememişti Sandra'ya.

''Ne oldu ne işin var burada?''dedi Scout.

''Aslında buraya gelmemin nedeni seni öldürmekti ihanetinin bedelini canınla ödeyecektin.''

''Sana o anda anlatamazdım sebebini.''

''Neyi beni nasıl zevkle aldattığını mı anlatacaktın Scout ah yapma n'lur.''
''Hayır sana bişiy olmaması için kendimi ve aşkımızı nasıl feda ettiğimi anlatamazdım sana çünkü onu ortadan kaldırmadan bunu sana anlattığım zaman seni kaybedecektim canlı olarak değil ölü olarak.''

''Ne neden bahsediyorsun sen?''

''Senin dostun gibi gözüken aslında bir numaralı düşmanın olan Julia'dan bahsediyorum.Oda bir vampir ve Karanlık tarafta seni öldürmek onun görevi ve benimle olmanın karşılığında sana dokunmayacağına bana söz vermişti bende ona inanarak isteğini yerini getirdim ve onunla oldum ama o benm telefonumdan sana mesaj atmış ve tüm olanları senin de görmeni sağlamış amacı ruhunu parçalamakmıştı.Ama yapamamış seni böyle sağlam görünce çok mutlu oldum.'''

'Ah hayır inanamıyorum demek hepsi benim içindi.Seni ne kadar yanlış tanımışım ama o manzarayı kim görse seni öldürmek isterdi.''

''Yapma bebeğim bunu nasıl düşünürsün bunu sana nasıl yapabilirim zorda kaldığım için yaptım yoksa asla böyle birşey yapamam.Seni seviyorum.''

Sandra'ya yaklaşan Scout Sandra'nın belini sardı onu kendine çekti ve öptü.Sandra'da karşılık verdi.Ve onu sevdiğini birkez daha dile getirdi....

Saol tatlım