„Lanet olsun! Lanet olsun!“ Yine bogazina kadar camura saplanmisti... Evet, gercekten saplanmisti, sözün gelisi degil, gercekten … Durun en basa dönelim .
Sali sabahi yine ucube okuluna, ucube arabasiyla, bir ucube gibi giderken yolda Justin'i gördü.
Kenara cekip „Hey, hadi atla senide birakayim“ diye seslendi. „Olur“,dedi ve gülümsedi. Elindeki sigarayi yere attip Ares'in yanina oturduktan sonra, kemerini bagladi. Bir süre sessizlik hüküm sürdükten sonra konusmak istercesine, sessizce bugazini temizlemeye calisti. Daha sonra Arese dönerek sessizce, „Hey. Ehmm...“, dedi fakat devamini getiremeden kücük bir kahkaha atti, kücük ve sessiz bir kahkaha.. Kirmizi isikta durduguklarinda, Ares'in yüzünde bi tebessüm belirdi sanki ne soracagini biliyormus, hissediyormus gibi …
„Ares Tee Austin, benimle yil sonu balosuna gelirmisiniz ?“, diye sordu gülümseyerek.
„Justinnn“, dedi sasirmis bir ifadeyle. „Tabi sizinle gelirim Lordum“, diye cevap verdi ve sarildilar, ama arkadaki ucube insanlar birden kornaya basmaya basladi. Kafasini camdan sarkarak „Ne var sadece yesil yanmis, iki dakika sabredin!“ diye bagirdi .
Okulda bütün gün boyunca yanyanaydilar. Sira arkadasi okulun en yakisikli cocugu (onun gözünde) ve onunla baloya giedecekti baloya gidicekti …
Annesiyle balo icin elbise almak icin yola koyuldular. Tam 12 magaza, tekrarliyorum, kocaman 12 magaza gezdikten sonra tam ona göre olani buldular. Sanki onun icin yaratilmisti, birisi onun beden ölcüsünü, zevkini ve herseyi hesaplayip ona özel bir elbise tasarlamisti.
Bir iki gün sonra, ucube arabasina - nedense bu günlerde ona pek bir tatli geliyordu – bindi üzerindeki beyaz elbisenin omuzlarinda kirmizi renk uclarinda kurdale olan ipler sarkiyordu gögüsünün altindada iplerin renklerine uyumlu bir kemer vardi, ayaginda ise yep yeni 150$ saydigi Buffalo markali 11cm topugu olan elbisesindeki kirmiziya uygun ayakkabisi vardi . Kestirmeden gitmek icin ciftlik yoluna sapti. Tanrim gec kaldim.. Ama Justin ve ben . Ben ve Justin inanmiyorum diye düsünüyordu … Birden araba durdu gaza basiyordu ama arabasi hareket etmiyordu.…
Evet simdi basladigmiz yerdeyiz.. „Lanet olsun! Lanet olsun!“ Kapiyi acti ve ayagini yere basmasiyla topugunun icine gömülmesi bir oldu . Cikartmaya calisiyordu ama nafile. Tkk diye bir sey duydu ve „Tanrim sonunda“, diye haykirdi.. „Aaaah! Lanet olsun!" -topugu kopmustu-. Ayakkabimlarini cikardi ve arabadan assagi indi.. Arabayi arkadan itti ama ilerlemiyordu..
Tekrar denedi fakat bu sefer icine gömüldü.. Evet camurun icine gömüldü …
Telefonunu eline alarak Justini aradi ..
„Evet ben justin“, diyerek acti telefonu. Agalayarak hickirrarak .. „Justin ben ..“
„Ne oldu, Ares konus benimleee !“ „Camura saplandim. Ciftlik yolundayim .“ „Tamam geliyorum .“ dedi ve kapatti .
Ares'in yanina geldi arabayi camurdan cikarttilar. „Neyse artik evden bir elbiseni giyersin.“ , dedi .
Cok anlayisli. Tanrim, nekadar iyi dedi . Evlerinie gittiler hazirlandilar.
Ares'i evinden alip, bir bucuk saat gecde kalsalar baloya gittiler ve danslarini ettiler..
Saat 4:30'da Justinin arabasinda Ares'in evinin önünde oturuyorlardi. „Hemen gitmelimisin?“,diye sordu, Justin Ares'e dönerek „Hayir, bi planinmi var?“, dedi. „Evet“, dedi Justin ve gaza basti.
Sahile götürmüstü Ares'i. Ares kuma ayagini basinca Ayakkabisini cikardi ve eline aldi, elbisesi kisa oldugu icin yerede sürünmüyordu. Biraz ilerledikten sonra denizin hafif dalgalanip kumu kendine cektigi yerde yürüdüler. Birden Justin durdu ve Ares'in elinden tutup yüzüne bakti. „Ares, yillardir gizliyorum ama, ama ben sana asigim“, dedi ve Aresin dudaklariyli kendi dudaklarini birbirne yapistirdi. Nekadar sürdügünü anlamadi Ares ama ona sonsuzluk gibi gelmisti „Bende sana“, dedi ve Justine sarildi. El ele devam yürüdüler, ve sahilin kumalrinin üstüne yattilar Justinin kollarinda öyle mutluyduki, anlatilmazdi onun icin bu duygu, ve ikiside sarilarak uyuya kaldilar.. „Hayatim boyunca onu sevicem“, diye gecirdi ikside aklindan.